29 Mart 2017 Çarşamba

Silikoz (silikozis) nedir?

Silikoz (silikozis) nedir?
Silikozis kuvars şeklinde kristal yapıya sahip silika tozlarının bir süre solunması sonucu akciğerlerde kalıcı ve ilerleyebilen hasara yol açan bir meslek hastalığıdır.
 Silikoz hangi işte çalışanlarda görülür?
Kazma, delme, tünel açma işlemleri; taş ocakları ve madenler (kömür, altın, kalay, demir, bakır, nikel, gümüş, granit, tungsten, uranyum, v.b.) silikoz açısından riskli iş kollarıdır. Silikanın kullanıldığı ve silikoz gelişme riski olan diğer bazı iş kolları: Gemi yapımında çeliğin boyaya hazırlanması; mücevher kesme, işleme, cilalama işlemleri; kurşun kalem yapımı; cam, kristal, tuğla imalatı; seramik, porselen ve çini yapımı; dökümhanelerde döküm kalıptan çıkarıldıktan sonra temizleme, perdahlama, çapak giderme, cilalama işlemleri; diş protezi yapımı ve kot taşlama veya taşlanmış kot imalatı olarak da bilinen kot kumlamacılığı.

Her iş kolunda silikoz görülme riski aynı mıdır?
Her iş kolunda silikoz görülme riski aynı değildir. Örneğin kuvars şeklinde kristal yapıda silika kullanılarak kumlama yapılan işler daha risklidir. Hastalık riskini artıran diğer faktörler: Maruziyetin çok yoğun olması, maruziyet süresinin fazla olması, kapalı, havalandırma koşullarının kötü olduğu bir ortamda çalışma ve maruziyet yaşının küçük olmasıdır.

Kumlama nedir hangi iş kollarında kumlama yapılır?
Kumlama işlemi yüzey temizleme aşındırıcısı olarak metalden bronza, kayısı çekirdeğinden seramiğe, plastikten kimyasallara kadar geniş bir yelpazede kullanılan farklı şekil, büyüklükteki ve muhteviyattaki aşındırıcılar uygulama alanları açısından neredeyse sınır tanımamaktadır.
Çok yoğun olarak başlangıçta sadece metallerin yüzey temizliğinde kullanılan aşındırıcılar günümüzde baş döndüren hızla gelişen kullanım alanları ile neredeyse artık bütün etrafımızı çepeçevre kuşatmış durumdadır. Fabrikalarda üretilen araçlarımızın motor bloklarından tutun da rot, rotil, şasiden kapı kollarına kadar hemen hemen tüm üretim aşamalarında, savunma ve uzay sanayi ile bütün imalat endüstrisinde, inşaat alanında, evimizdeki çelik tencereden, sofralarımızdaki kaşık bıçaklarımıza, yürüdüğümüz parke taşları ve binamızdaki mermerlerin yüzeylerindeki eskitme desenlemerinden, duvar yazılarının temizlenmesine, tarihi eşyalarımızdan dekoratif camlarımıza, giydiğimiz kıyafetlere, hatta cep telefon yada diğer elektronik eşyalarımızın plastik aksamlarında kumlama işlemi uygulanmaktadır.


Hastalık ne zaman ortaya çıkar?
Hastalığın solunum sistemini bozup klinik belirtileri ortaya çıkarması 20 - 30 yıl gibi uzun bir çalışma süresini gerektirmektedir. Fakat bu tozlara yoğun bir biçimde maruz kalan işçilerde hastalığın ortaya çıkması için 10 yıl bazı durumlarda 10 yıldan çok daha kısa süre yetmektedir. Örneğin kapalı ortamda yoğun maruziyetin söz konusu olduğu kot kumlamacılığı sektöründe 2-3 yıl gibi kısa sürede, hatta aylar içerisinde hastalık görülebilmektedir. Maruziyet yaşının küçük olması da hastalık gelişimini hızlandıran bir diğer etkendir.
Hastalık bir süre sinsi seyredebildiği için şikayetler ortaya çıkmadan önce kontrol filmleri çekilmez ise tanıda gecikme yaşanabilir. Yine bu nedenle hastalık bazen riskli iş ortamında çalışanlarda işten ayrıldıktan bir süre sonra da ortaya çıkabilmektedir.

Hastalıktan korunmak için ne yapmalı?
Silikozisle mücadelede korunma halen temel yaklaşımdır. Maruziyeti azaltma teknikleri arasında; ileri havalandırma ve lokal vakum teknikleri, işlemin tamamen kapalı sistemler içerisinde sürdürülmesi, ıslak temizleme teknikleri, kişisel korunma (uygun maske seçimi) ve mümkünse silikadan daha az tehlikeli maddelerin kullanımı yer almaktadır. İşçi ve işverenlerin silika tozu maruziyetinin tehlikeleri hakkında eğitilmeleri de gerekir.
Ancak en iyi şartlarda bile hastalık ortaya çıkabileceğini unutmamak gerekir. Bu nedenle Avrupa ülkelerinde silika kullanımı tamamen yasaklanmıştır.

Hastalık olup olmadığını anlamak için ne yapmalı?
Hastalığın erken dönemde belirlenmesi ağır akciğer hasarı oluşmadan tedbir alınması açısından önem taşımaktadır. Erken tanı için belli aralıklarla tarama amaçlı akciğer filmi çekilmesi ve bu konuda deneyimli kişiler tarafından değerlendirilmesi gerekir.

Silikoz hastalığının tedavisi mümkün mü?
Hastalığın kanıtlanmış kesin bir tedavisi yoktur. Hastalık belirlenen kişide yapılması gereken şey yine maruziyetin bir an önce sonlandırılmasıdır. Çünkü maruziyet devam ederse hastalığın ilerlemesi hızlanacaktır. Hastalık ne kadar erken tespit edilip maruziyet erkenden sonlandırılırsa hastalığın ağır formlarının gelişimi de o ölçüde önlenmiş olur.
Silikoz hastalarında hastalığın ileri dönemlerinde solunum yetmezliği geliştiğinde sürekli oksijen tedavisi gerekebilir. Akciğer nakli bir diğer seçenektir.

Şu anda ülkemizde silikoz hastalığı ne konumda?
Silikoz aynı zamanda bir ülkenin gelişmişlik göstergesi olarak kabul edilebilir. Gelişmiş ülkelerde gerek çalışma koşullarının iyileştirilmesi gerek riskli iş kollarının tamamen bırakılması nedeniyle hastalıktan korunmada önemli mesafeler alınmıştır. Ülkemizde silikoz, en fazla –çalışan işçi sayısının da fazla olması nedeniyle- maden işçilerinde görülmektedir. Son yıllarda ise diş protezi imalatı, kot kumlamacılığı, elektrik kablo imalatı ve teflon imalatı gibi farklı sektörlerde karşımıza çıkmaktadır. Ancak yine işçi sayısı ve maruziyet koşulları göz önüne alındığında en ciddi problemin kot kumlamacılığı sektörü olduğu görülmektedir. Sadece bu sektörde geçtiğimiz üç yıl içerisinde tanı konulan olgu sayısı 500’ün üzerinde olup, 2-3 yıl gibi kısa sürede ölümle sonuçlanan olgular görülmektedir.

Hastalığın ülkemizde sorun olmaktan çıkması için neler yapılabilir?
Sorunun kısa vadede çözümü ekonomik nedenlerden dolayı zor görünüyor. Kayıt dışı ekonominin büyüklüğü, işsizlik oranının yüksek olması, işçi sağlığı ve güvenliği konusunda işverenlerin duyarsız olması, yetkili kurumların aktif olarak çalışmaması sorunun çözümünü güçleştirmektedir.

Dolayısıyla yapılması gerekenler şöyle özetlenebilir:
  • Ekonominin kayıt altına alınması sağlanarak kaçak ve kötü koşullara sahip çalışma ortamlarının önüne geçilmesi,
  • İşsizlik oranı azaltılarak çalışanların kötü koşullarda çalışmak zorunda kalma olasılığının azaltılması,
  • İş yerlerinin etkin denetiminin sağlanması, işçi sağlığı-iş güvenliği konusunun ön plana çıkarılması ile çalışma ortamının iyileştirilmesi, uygun olmayan işyerlerinin kapatılması,
  • Kumlamacılık yapılan sektörlerde silika kullanımının tamamen yasaklanarak yerine alternatif yöntemlerin kullanımının sağlanması,
  • Kamu kuruluşları (Çalışma ve Soysal Güvenlik Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Valilikler, Belediyeler), sivil toplum kuruluşları (Dernekler, Sendikalar, v.s.) ve basın- yayın organlarının işverenleri ve çalışanları bilinçlendirme çalışmalarına aktif katılımları.

28 Mart 2017 Salı

4857 Sayılı Kanunda Tazminat


4857 SAYILI KANUNDA GEÇEN TAZMİNATLAR KONUSU


Ø  İş ilişkisinde veya sona ermesinde Eşit Davranma İlkesi aykırı davranıldığında işçi, 4 aya kadar ücreti tutarındaki uygun bir tazminattan başka yoksun bırakıldığı haklarını da talep edebilir.

Ø  Geçici işçi ile yapılacak iş sözleşmesinde, işçinin ne kadar süre içerisinde işe çağrılmazsa haklı nedenle iş sözleşmesini feshedebileceğini belirtmek zorundadır. Bu süre 3 ayı geçemez.

Ø Deneme süresi içinde taraflar sözleşmesini bildirim süresine gerek olmaksızın ve tazminatsız feshedebilir.

Ø Fesih hakkının kötüye kullanılarak sona erdirildiği durumlarda işçiye bildirim süresinin 3 katı tutarında tazminat ödenir.

Ø  Mahkeme işçinin işe iade kararına rağmen; İşçiyi başvurusu üzerine işveren 1 ay içinde işe başlatmaz ise, işçiye en az 4 aylık ve en çok 8 aylık ücreti tutarında tazminat ödemekle yükümlü olur.

Ø  Mahkeme kararının kesinleşmesine kadar çalıştırılmadığı süre için işçiye en çok 4 aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer hakları ödenir.

Ø  Bir işyerinden malulen ayrılmak zorunda kalıp da sonradan maluliyeti ortadan kalkan işçiler eski işyerlerinde tekrar işe alınmalarını istedikleri takdirde, işveren bunları eski işleri veya benzeri işlerde boş yer varsa derhal, yoksa boşalacak ilk işe başka isteklilere tercih ederek, o andaki şartlarla işe almak zorundadır. Aranan şartlar bulunduğu halde işveren iş sözleşmesi yapma yükümlülüğünü yerine getirmezse, işe alınma isteğinde bulunan eski işçiye 6 aylık ücret tutarında tazminat  öder.

Herhangi bir askeri ve kanuni ödev dolayısıyla işinden ayrılan işçiler 2 ay içinde işe girmek  istedikleri takdirde işveren bunları eski işleri veya benzeri işlerde boş yer varsa derhal, yoksa boşalacak ilk işe başka isteklilere tercih ederek, o andaki şartlarla işe almak zorundadır. Aranan şartlar bulunduğu halde işveren iş sözleşmesi yapma yükümlülüğünü yerine getirmezse, işe alınma isteğinde bulunan eski işçiye üç aylık ücret tutarında tazminat öder.

Ø  İş sözleşmesinden kaynaklanmak kaydıyla hangi kanuna tabi olursa olsun, yıllık izin ücreti ve aşağıda belirtilen tazminatların zamanaşımı süresi 5 yıldır.

1.      Kıdem tazminatı,

2.      İş sözleşmesinin bildirim şartına uyulmaksızın feshinden kaynaklanan tazminat,

3.      Kötü niyet tazminatı,

4.      İş sözleşmesinin eşit davranma ilkesine uyulmaksızın feshinden kaynaklanan tazminat.

27 Mart 2017 Pazartesi

İşletmelerde İş Güvenliği Yönünden Yapılması Gerekenler

GENEL OLARAK İŞLETMELERDE İŞ GÜVENLİĞİ YÖNÜNDEN YAPILMASI
GEREKEN KONTROLLER, ÖLÇÜMLER ve DÜZENLENECEK BELGELER

İş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin düzenli, sürekli ve sistemli olarak uygulanabilmesi ve otokontrolün sağlanabilmesi için belge düzenleme sisteminin iyi bir şekilde yerleştirilmesi gerekmektedir. İşyerlerinde yapılması gerekli olan iş sağlığı ve güvenliğine yönelik
faaliyetlerin Etkili, Sürekli ve Sistematik olarak yürütülebilmesi, Belge Sisteminin OHSAS 18001 standardı çerçevesinde yerleştirilmesi ve uygulanması ile daha sağlıklı ve doğru olacaktır.

Başlangıç olarak işyerlerinde; sağlık ve güvenlik önlemlerinin yeterlilik ve güvenirliliğinin ölçülmesi,
aksayan yönlerin tespit edilebilmesi uygun olacaktır. Çalışmanın verimli ve kesintisiz sürdürülebilmesi içinse yürürlükte bulunan, kanun, tüzük, yönetmelik ve tebliğler göz önünde bulundurularak işyeri ortamının kimyasal, fiziksel ve biyolojik koşullarına ait belirli kontrollerin, ölçümlerin, bakımların yapılması gerekmektedir.

İşyerinde iş sağlığı ve güvenliğine yönelik yapılan bu kontrollerin, ölçümlerin, bakımların, kalıcı olabilmesi için sonuçlarının yazılı belge haline kesinlikle getirilmesi gerekir. Ayrıca bütün eğitimlerin, talimatların, kontrollerin belgelendirilmesi, ilgililere tebliğ edilmesi, imzalarının alınması gibi yazılı hale getirilmesi gerekir.

İşyerindeki belgelendirme, alınan önlemlerin, takip edilmesi, uygulanması ve benimsenmesi açısından da önemlidir. Kayıt sistemi, hizmetlerin devamlı olmasını, kontrol edenler ve edilenler tarafından işin daha ciddiye alınmasını sağlar. Unutulmamalıdır ki insanlar altında imzalarının bulunduğu belgeler ve bilgiler hususunda daha dikkatli ve gayretli olurlar.

İşyerlerinde var olan ya da dışarıdan gelebilecek tehlikelerin, çalışanlara, işyerine ve çevresine verebileceği zararların ve bunlara karşı alınacak önlemlerin belirlenmesi amacıyla yapılan Risk değerlendirilmesi çalışmalarının; sözlü bir çalışma olması beklenemez. Risk değerlendirmesi kendi içinde bir çok yazılı doküman ve belgeyi de barındırmak zorundadır.

Sağlıkla ilgili belgeler içinse tüm tehlike gurubundaki çalışanların yönetmeliğe uygun şekilde kontrolden geçirilip belgelendirilmesi gerekmektedir. Ayrıca ;
• Gece çalışma yapan işçiler için sağlık raporu
• Bulaşıcı hastalık olmadığına dair rapor,
• Kurşunla çalışan işçilerin sağlık kontrolleri,
• Civa ile ilgili işlerde çalışanların muayenesi,
• Arsenik ile ilgili işlerde çalışanların muayenesi,
• Fosforlu bileşiklerle çalışanların muayenesi
• Kadmiyum, Magnezyum, Kromlu Bileşikler, Berilyumlu Alaşımlar, Benzen, Anilin, Nitro Amin Türevleri, Halojenli Hidrokarbonlar, Karbon Sülfür vb. maddelerle çalışanların muayenesi ve sağlık raporları,
• Tetanos tehlikesi bulunan işlerde çalıştırılacak kişilere “Antitetanik aşı”
• Tozlu işlerde çalıştırılacakların muayenesi,
• Gürültülü yerlerde çalışanların muayenesi,
• Titreşimli işlerde çalışanların muayenesi,
• Enfraruj ışınlarında çalışanların göz muayenesi,
• Yeraltında, nemli hava cereyanlı ve yetersiz ışıklı işyerlerinde yapılan çalışmalarla “Romatizma ve göz hastalığı” ilgili muayeneleri,
• Yüksek basınçta çalışanların muayenesi,
• Radyoaktif maddelerle çalışanların muayenesi,
• İçme suyu tahlilleri, yapılması gerekmektedir.
İşyeri ortamına gelecek olduğumuzda ise yasalarla zorunlu olan fakat bizim zorunluluk haricinde de hem çalışanlarımızın sağlık ve güvenlikleri koruyup gözetmek hem de işletmeyi daha verimli bir hale getirip kaliteyi arttırmak amacıyla ;
• Toz ölçümleri,
• Gaz Ölçümleri
• Gürültü ölçümleri,
• Titreşim ölçümleri,
• Sıcaklık, nem, hava akım hızı ve radyan ısının ölçülmesi,
• Aydınlatma ölçümleri,
• Havalandırma ölçümleri yapılması gerekmektedir
• Çalışanlarla ilgili belgelere gelecek olursak ;
• İş güvenliği uzmanı ve İşyeri Hekimi ve Yardımcı Sağlık Personeli sözleşmesi belgesi (İSG-KATİP sisteminden de giriş yapılması gerekmektedir.)
• İlk yardım ve kurtarma elemanı belgesi,
• İş makinesi operatörü belgeleri
• Gerekli durumlarda ateşleyici belgesi
• İş güvenliği yıllık çalışma ve eğitim planı,
• İş güvenliği kurulu defteri,
• İş Güvenliği Tespit ve Öneri defteri (Yasada belirtilen kurumlardan onaylı)
• Yapı iş defteri, İşyeri İSG iç yönetmeliği,
• Acil eylem planı,
• Zararlı ve tehlikeli kimyasalların malzeme bilgi formları,
• İşyeri sağlık biriminin
• Yıllık çalışma planı,
• Yıllık değerlendirme raporu,
• Yıllık çalışma raporu,
• İş kazaları ve meslek hastalıklarına ilişkin raporlar
• Yangın söndürme ekiplerinin kurulması ve eğitimleri,
• Seyyar yangın söndürme cihazlarının kontrolü,
• Alarm ve tahliye denemeleri,
• Savunma ve söndürme denemeleri,
• Yangın hortumlarının kontrolü,
• Motopompların kontrolü,
• Asansör, Kaldırma araçları
• Kazanlar, Vulkanizatör ve Devulkanizatörler
• Basınçlı su ve hava tankları
• Akaryakıt tankları,
• LPG tankları,yer altı tankı ise katodik koruma ölçüm belgesi
• Basınçlı gaz tüpleri (oksijen, asetilen, CO2 vb. tüpler)
• Havalandırma tesisatı,
• Marangoz makinaları,
• Basınçlı kaplardaki emniyet subapları,
• Taban ve asma kat döşemeleri,
• Boru tesisatı,
• Fırın ve ocaklar
• Elektrik tesisatı
• Paratoner,
• Topraklama tesisatı,
• Elektrikli el aletleri,
• Kişisel koruyucular,
• Tam yalıtılmış elektrik cihazları,
• İşyerlerinde düzenlenen eğitimler belgelendirilir
ve bu belgeler çalışanların özlük dosyalarında saklanır.

Sonuç olarak
İş sağlığı ve güvenliğinin tarafları olarak nerede ve nasıl bir göreviniz olursa olsun, yapacağınız her türlü çalışmanın yazılı, tarihli ve imzalı olmasına dikkat ediniz.

Cam Elyaf Sağlık için Zararlı mıdır ?


Herkes, akciğer kanseri ile asbest arasındaki ilişkiyi duymuştur. Asbestin bazı çeşitlerinin cam elyafı (cam yünü) liflerine görünüşte benziyor olmaları, cam elyafı ile çalışan birçok kişinin kendi kendilerine, "bu madde de kanser veya diğer ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir mi?" sorusunu sormalarına neden olabilir. Bu soruya bir cevap bulabilmek için, bilim adamları 400'ün üzerinde araştırmalar yapmıştır.
Sonuçta, onun özellikleri asbestin özelliklerinden çok farklı olduğu için, öyle olmadığı anlaşılmıştır. Bu bulguları 1991 yılında doğrulayan OSHA, cam elyafının rahatsız edici bir toz olduğuna, kansere neden olan bir madde olmadığına karar verdi. Buna rağmen, Amerika'nın Kaliforniya eyaleti, halen cam elyafının da, kansere neden olabilecek bir madde olarak etiketlenmesinde ısrar etmektedir.
Cam elyafı ve asbest lifleri arasındaki temel farklılıklar, onların boyutları ve liflerinin kırılmalarında bariz olarak görülmektedir. Cam elyafı tek ve silindirik liflerden oluşur ve asla boylu boyunca bölünmezler; kırılmalar liflerin yalnızca enine olur. Kırıldıklarında, onlardan enine küçük parçacıklar oluşur ve lif özelliğini kaybederler. Diğer yandan, asbest lifleri hiçbir zaman tek bir lif olarak değil, her zaman lif demetlerinden oluşur. Asbest lif demetleri boydan boya parçalanarak binlerce küçük uzun liflere ayrılırlar. Onların solunması halinde, akciğerlerde alveoller olarak bilinen küçük kesecikler içinde hapsolurlar. Asbest lifleri, uzun, keskin ve akciğer dokusunu tahriş edici olup, alveollere yakalandıklarından akciğerlerde kalırlar. Bu durumda akciğerler setleşerek, liflenir ve elastikilyetlerini kaybederler. Devam eden tahrişler sonucu, zamanla, bazı kişilerde kanser oluşur.
Cam elyafının lifleri enine kırılarak küçücük parçalara bölündüklerinden, bu partiküllerin solunması halinde, dokunun bu küçük parçalara tepkisi farklıdır. Cam elyafı parçacıkları da akciğerlerdeki keseciklerde depolanır, ama alveoller kapanmadıklarindan, parçalar kesecikerde hapsolmazlar. Alvaoller bu küçük cam elyafı parçacıklarını kısa zamanda boşaltarak akciğerlerden dışarı atılmalarını sağlarlar.
Ancak, cam elyafı gözlerin, cildin ve solununum yollarının tahrişi gibi daha başka problemlere neden olur. Cam liflerinin deriyi mekanik olarak kazıması, dermatit olarak bilinen rahatsızlıklara neden olabilir. Kendinizi korumak için, uzun kollu gömlekler ve pantolonlar, hergün temiz giysiler giyerek cildinizi liflere kapalı tutmanız zorunludur. Eldivenler ve koruyucu gözlükler de yararlı olabilir. Cildi, üzerine bulaşmış liflerden arınmak için sabun ve ılık su kullanınız. Tozlanma, keçe ve bez şeklindeki cam elyafının ruloların açılması esnasında, kıyım makinası ile çalışırken, işlem sonuncu toz koruyucular uzaklaştırımış ise veya zımparalama esnasında oluşur. Cam elyafına solunum yoluyla maruz kalmamak için her zaman bu gibi alanlarda bir toz maskesi takınız.
Cam elyafı ile bağlantılı esas tehlikelere, imalatı esnasında veya laminat oluşturmak için kullanılan kimyasallar neden olur. Stiren monomeri veya ham reçine, bir organik peroksit ile katalize edilir; bunlardan en sık kullanılanı metil etil keton peroksittir. Tepkimeyi hızlandırmak için sıkça kullanılan kobalt bileşikleri, alerjik dermatit veya astıma benzer rahatsızlıklara neden olabilir. Aseton, araçlar ve gereçlerin, sprey ekipmanlarının temizlenmesinde kullanılan, merkezi sinir sistemini uyuşturucu bir maddedir. Bu kimyasallar hakkında hatırlanması gereken en önemli şey solunduklarında sağlığa zararlı olduklarıdır; uygun bir solunum cihazı kullanılmalı ve yeterli bir havalandırma sağlanmalıdır. Ayrıca bu kimyasalların, normal oda sıcaklığında dahi yanıcı ve patlayıcı yoğunluklar oluşturabilecekleri unutulmamalı, ihtimamlı bir uygulama ve havalandırmaya özen gösterilmelidir.

İyi eğitilmişseniz, gerekli koruyucu malzemeleri kullanıyorsanız cam elyafı malzemesi ile çalışmak tehlikeli olmayabilir. Yeter ki, siz iş güvenliği kurallarını uygulayınız!

26 Mart 2017 Pazar

Asbest

      Asbest (Amyant) doğada çeşitli silikatları bünyesinde barındıran lifsi yapılardır.
  Elektron mikroskop ile asbest lifleri görünümü

Ülkemiz dünyadaki asbest rezervleri sıralamasında beşinci sıradadır. Otuz civarında ilimizde asbest bulunmaktadır. Bir çok ilimizde yüzeye yakın ve açıkta bulunmaktadır. Çatı kaplamaları (oluklu çatı kaplamaları) Dış cephe yalıtım malzemesi Yer karalorı ve yapıştırıcılarında Cam macunu Balata Sıcak su veya kimyasal taşıyan boru izolasyonlarında Sıcağa karşı izolasyon olarak Çeşitli elektrik aksamlarında yalıtım malzemesi olarak Anadolu da evlerin damlarında yalıtım olarak Anadolu da evlerin boyası olarak uzun yıllar kullanılmış 1990 lı yıllardan itibaren kademeli olarak çıkarılması, işlenmesi, satışı ve ithalatı yasaklanmıştır. Asbest kelimesi Yunanca ölümsüz demektir. 2500 C ye ulaşabilen erime noktasının olması liflerinin boyuna sınırsız parçalanması enine mukavemetinin yüksek olması asbesti mükemmel kılmaktadır. Sağlık açısından gözle görülemeyen lifleri solumayla Akciğer Kanseri, Mezotalyama (Akciğer zarı kanseri), Asbestoz hastalıklarına sebebiyet vermektedir. Sindirim yoluyla mide bağırsak kanseri oluşturduğu yönünde kuvvetli şüpheler vardır. Asbestli malzemeler eğer parçalanmadan kalırsa uzun yıllar zarar vermeyebilir. Parçalanma, işleme, kesme, kırılma işlemlerinde asbest artık çok tehlikeli hale gelir. Solumayla vücuda girdikten sonra genellikle 20-40 yıl arasında kişiyi hasta etmesine yeterlidir.

Asbest ülkemizde Asbest Söküm uzmanları denetiminde, asbest söküm çalışanlarınca bölge karantinaya alınarak sökülür ve atık depolarına transfer edilir. Bu işlem hem maliyetli hem de çok tehlikeli bir işlemdir. Asbest şüphesi taşıdığınız bölgelere kesinlikle girmeyiniz. Asbest lifleri gözle görülmeyen parçalara ayrılarak hayatımız için çok büyük tehlike oluştururlar. Bu yüzden mevcut Asbestin dağılarak ortama karışmasının önlenmesi ve çalışanların bu tozu solumasının önüne geçilmesidir. Bunun için çalışma alanı karantinaya alınır, çalışan kişi sayısı mümkün olduğunca az tutulur. Personele motorlu tam yüz maskesi ( filtre FFP3 ), çizme, tek kullanımlık iş tulumu verilir . Yönetmelik sekiz saatlik zaman ağırlıklı ortalama değerinin (ZAOD-TWA) 0,1 lif/cm3’ü geçmemesini istemektedir. Maalesef bu değer gelişmiş ülkelerin değerlerinden çok yüksektir. Bu değer 1metreküp havada 100.000 (yüzbin) lif demektir. Asbest ya da amyant, ısıya, aşınmaya, kimyasal maddelere çok dayanıklı lifsel yapıda kanserojen bir mineral. Halk arasında ak toprak, çorak toprak, gök toprak, çelpek, höllük veya ceren toprağı gibi isimlerle bilinir
Asbesti tehlikeli kılan lifli fiziksel yapısıdır.

Asbeste Bağlı Olarak Oluşan Hastalıklar



•  Asbestoz : İlk olarak tersane işlerinde çalışanlarda tespit edilen asbestoz, asbest liflerini çözmeye çalışan vücut tarafından üretilen asidin akciğer zarında oluşturduğu yaralardır. Bu hastalığın kendini göstermesi 10-20 yılı bulmaktadır.
•  Mezotelyoma : Asbestin yol açtığı en önemli hastalık akciğer zarı ve karın zarı kanseri, yani mezotelyomadır. Batı ülkelerinde yılda her bir milyon kişinin 1-2'sinde saptanan mezotelyoma, ülkemizde yılda en az 500 kişide görülmektedir. Mezotelyomaya ait en sık rastlanan yakınmalar, ağrı ve ilerleyici nefes darlığıdır. Akciğer röntgeni ve tomografide tipik bulgular saptanabilirse de, kesin tanı için başvurulan standart yöntem akciğer zarı biyopsisidir. Mezotelyoma, erken dönemde tanınıp uygun cerrahi girişim uygulanamadığında, ilaç ya da ışın tedavisine iyi cevap vermeyen ve hastayı kısa zamanda ölüme götüren bir hastalıktır.
•  Kanser : Asbest, akciğer, gırtlak ve sindirim sistemi kanserlerine yol açmaktadır.
•  Akciğer zarı (pleura) kalınlaşması

25 Mart 2017 Cumartesi

Kazan Daireleri ve Yakıt Depoları

Kazan Daireleri ve Yakıt Depolarında Yangına Karşı Alınması Gerekli Tedbirler 


Kazan Daireleri

1)  Kazan dairelerinin ilgili standartlara uygun olması şarttır.

2) Kazan dairesi, binanın diğer kısımlarından, yangına en az 120 dakika dayanıklı bölmelerle ayrılmış olarak merkezi bir yerde ve bütün hâlinde bulunur. Bina dilatasyonu, kazan dairesinden geçemez.

3)  Kazan dairelerinde duman bacalarına ilave olarak temiz ve kirli hava bacaları yaptırılması şarttır.

4) Kazan dairesi kapısının, kaçış merdivenine veya genel kullanım merdivenlerine direkt olarak açılmaması ve mutlaka bir güvenlik holüne açılması gerekir.

5) Isıl kapasiteleri 50 kW-350 kW arasında olan kazan dairelerinde en az bir kapı, döşeme alanı 100 m2’nin üzerindeki veya ısıl kapasitesi 350 kW’ın üzerindeki kazan dairelerinde en az 2 çıkış kapısı olur. Çıkış kapılarının olabildiği kadar birbirinin ters yönünde yerleştirilmesi, yangına en az 90 dakika dayanıklı, duman sızdırmaz ve kendiliğinden kapanabilecek özellikte olması gerekir.

6) Kazan dairesi tabanına sıvı yakıt dökülmemesi için gerekli tedbir alınır ve dökülen yakıtın kolayca boşaltılacağı bir kanal sistemi yapılır.

7) Sıvı yakıtlı kazan dairesinde en az 0.25 m3 hacminde uygun yerde betondan pis su çukuru yapılır. Zemin suları uygun noktalardan bodrum süzgeçleri ile toplanarak pis su çukuruna akıtılır ve bu pis su çukuru kanalizasyona bağlanır. Kot düşük ise, pis su çukuru pompa konularak kanalizasyona bağlanır. Sıvı yakıt akıntıları yakıt ayırıcıdan geçirildikten sonra pis su çukuruna akıtılır ve kontrollü bir şekilde kazan dairesinden uzaklaştırılır.

8) Kazan dairesinde en az 1 adet 6 kg’lık çok maksatlı kuru kimyevi tozlu yangın söndürme cihazı ve büyük kazan dairelerinde en az 1 adet yangın dolabı bulundurulur.


Doğalgaz ve LPG tesisatlı kazan daireleri

1) Kazan dairelerinde doğalgaz ve LPG kullanılması hâlinde, bu madde ile Sekizinci Kısmın ilgili hükümleri uygulanır. Kazan dairesinin doğalgaz ve LPG tesisatı, projesi, malzeme seçimi ve montajı ilgili standartlara ve gaz kuruluşlarının teknik şartnamelerine uygun olarak yapılır.

2) Sayaçların kazan dairesi dışına yerleştirilmesi gerekir.

3) Herhangi bir tehlike anında gazı kesecek olan ana kapama vanası ile elektrik akımını kesecek ana devre kesici ve ana elektrik panosu, kazan dairesi dışında kolayca ulaşılabilecek bir yere konulur. Gaz ana vanasının yerini gösteren plaka, bina girişinde kolayca görülebilecek bir yere asılır.

4)  Gaz kullanılan kapalı bölümlerde, gaz kaçağına karşı doğal veya mekanik havalandırma sağlanması gerekir.

5)  Kazan dairesinde doğalgaz veya LPG kullanılması hâlinde, bu gazları algılayacak gaz algılayıcıların kullanılması şarttır.

6) Kazan dairesi topraklaması 21/08/2001 tarihli ve 24500 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Elektrik Tesislerinde Topraklamalar Yönetmeliğine uygun şekilde yapılır.

7) Kullanılan gazın özelliği dikkate alınarak, aydınlatma ve açma-kapama anahtarları ile panolar, kapalı tipte uygun yerlere tesis edilir.

8) Kullanılan gazın özelliği dikkate alınarak, tablolar, anahtarlar, prizler, borular gibi bütün elektrik tesisatının ilgili yönetmeliklere ve Türk Standartlarına uygun olarak tasarlanması ve tesis edilmesi gerekir. Bu tesisat ve sistemlerde kullanılacak her türlü cihaz ve kabloların ilgili standartlara uygun olması gerekir.

9) Doğalgaz tesisatlı kazan dairesi tavanının mümkün olduğu kadar düz olması ve gaz sızıntısı hâlinde gazın birikeceği ceplerin bulunmaması gerekir.

10) LPG kullanılan kazan daireleri bodrum katta yapılamaz. Bodrumlarda LPG tüpleri bulundurulamaz.

11) LPG kullanan ısı merkezlerinde, gaz algılayıcının ortamdaki gaz kaçağını algılayıp uyarması ile devreye giren ve bina girişinde, otomatik emniyet vanası ve ani kapama vanası gibi gaz akışını kesen emniyet vanası bulunması gerekir.

12) Yetkili bir kurum tarafından verilen kazan dairesi işletmeciliği kursunu bitirdiğine dair sertifikası bulunmayan şahıslar, kazan dairesini işletmek üzere çalıştırılamaz.


Yakıt Depoları

1) Yakıt depoları, yangına dayanıklı bölmelerle korunmuş bir hacme yerleştirilir. Yakıt deposu ile kazan dairesinin yangına 120 dakika dayanıklı bir bölme ile ayrılmış olması gerekir. Depoda yeterli havalandırmanın sağlanması ve tank kapasitesinin en az üçte birini alacak şekilde havuzlama yapılması şarttır. Yakıt tankları, ilgili Türk Standartlarına göre hesaplanır ve yerleştirilir.

2) Akaryakıt depoları; merdiven altına, merdiven boşluğuna, mutfağa, banyoya ve yatak odasına konulamaz.

3) Kalorifer yakıtı olarak kullanılan sıvı yakıtlar; aşağıda belirtilen şekilde ve miktarlarda depolanabilir:

a) 1000 litreye kadar bodrumda ve varil içinde,

b) 3000 litreye kadar bodrumda ve sızıntısız sac kaplarda,

c) 12000 litreye kadar bina içinde bodrum katta, yangına 120 dakika dayanıklı kâgir odada ve sızıntısız sac depolarında, sızıntısız yeraltı ve yerüstü tanklarında,

ç) 40000 litreye kadar bina içinde bodrum katta, yeraltı tanklarında veya bina dışında sızıntısız yeraltı ve yerüstü tanklarında,

d) Stok ihtiyacının 40000 litreden fazla olması hâlinde, yakıt tankları, binadan ayrı, bağımsız, tek katlı bir binaya yerleştirilmiş ve Sekizinci Kısımda belirtilen emniyet tedbirleri alınmış şekilde.

4) Akaryakıt depolarının metal bölümleri, ilgili yönetmeliklere göre statik elektriğe karşı topraklanır.

5) Akaryakıt yakan kat kaloriferinin yakıt depoları daire içinde merdiven boşluklarına ve mutfağa, banyoya ve yatak odasına konulamaz. Bu depolar, bu Yönetmelikte belirtilen hususlara ve ilgili standartlara uymak kaydıyla, bodrumda en fazla 2000 litre hacminde yapılabilir. Günlük yakıt deposu ise, en fazla 100 litre olmak üzere, daire içinde kapalı bir hacimde yapılabilir. Günlük yakıt deposu sadece havalık ile atmosfere açılır, taşma borusu ana yakıt deposuna bağlanır.

6) Kat kaloriferi tesisatı bulunan veya gazyağı kullanan binalarda, en az 1 adet 6 kg'lık kuru ABC tozlu el yangın söndürme cihazı bulundurulması şarttır.

7) Kömürlük; kazan dairesine bitişik, taban kotu el ile veya stoker ile yükleme ve boşaltmaya elverişli olarak tesis edilir. Kömürün rahat taşınabilmesi ve cürufun kolay atılabilmesi gerekir. Kömürlük alanı 1,5 m kömür yüksekliği esas alınarak hesaplanır.


Kaynak: Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik

24 Mart 2017 Cuma

Onaylı Defter Nedir ?

İSG KANUNUNA GÖRE ONAYLI DEFTER NEDİR?


Onaylı defter; işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı tarafından yapılan tespit ve tavsiyeler ile gerekli görülen diğer hususların yazıldığı, seri numaralı ve sayfaları bir asıl iki kopyalı şekilde düzenlenmiş her işyeri için tek olan defteri ifade eder.

Onaylı defterde işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanının o işyeri ile ilgili iş sağlığı ve güvenliği adına yapmış oldukları bulgular yer aldığı gibi, hataları ortadan kaldırma adına bulguları düzeltici, önleyici tedbirleri içeren tavsiyeler de yer alabilir.

Bu defter işverenin iş sağlığı ve güvenliği adına o işyerinin aynasıdır. Resmi defter niteliğinde olduğu için onaylanması gerekmektedir.

Defter Onay Makamı Kimdir?
 Defter üç aşamada onaylatılabilir. İşyerinin bağlı bulunduğu;
 Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlükleri,
 İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü
 Noterce her sayfası mühürlenmek suretiyle onaylanır.

Onaylı defter iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi ile işveren tarafından birlikte veya ayrı ayrı imzalanır. Böylece deftere yazılan tespit ve öneriler işverene tebliğ edilmiş sayılır.

İş Müfettişleri Bu Defteri Denetimlerde İsteyecektir

Onaylı defterin asıl sureti işveren, kopya suretleri ise iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi tarafından saklanır. Defterin imzalanması ve düzenli tutulmasından işveren sorumludur. Teftişe yetkili iş müfettişleri her istediğinde işveren onaylı defteri göstermek zorundadır.

Onaylı defterin yanı sıra işveren işyerinde yürütülen iş sağlığı ve güvenliği faaliyetlerine ilişkin her türlü kaydı işten ayrılma tarihinden itibaren en az 15 yıl süreyle çalışanların kişisel sağlık dosyalarını saklar. Çalışanın işyerinden ayrılarak başka bir işyerinde çalışmaya başlaması halinde, yeni işveren çalışanın kişisel sağlık dosyasını  yazılı olarak talep eder, önceki işveren dosyanın bir örneğini onaylayarak bir ay içerisinde gönderir.
 Yukarıda bahsedilen hususların yerine getirilmemesi halinde verilen cezalar ise şu şekildedir;

MADDE 30
 İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili çeşitli yönetmelikler İşverenin; 30 uncu maddeye istinaden iş sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili olarak çıkarılan yönetmeliklerde belirtilen yükümlülükleri yerine getirmemesi Uyulmayan her hüküm için tespit edildiği tarihten itibaren aylık olarak 1.121 TL

23 Mart 2017 Perşembe

İş Güvenliğinde Tanımlar

Asbest:
1) Aktinolit Asbest, CAS No 77536-66-4,      2) Antofilit Asbest, CAS No 77536-67-5,
3) Grünerit Asbest (Amosit), CAS No 12172-73-5,  4) Krizotil, CAS No 12001-29-5, CAS No 132207-32-0,     5) Krosidolit, CAS No 12001-28-4,          
 6) Tremolit Asbest, CAS No 77536-68-6
lifli silikatları,

Yüksek bina: Bina yüksekliği 21.50 m’den, yapı yüksekliği 30.50 m’den fazla olan binaları,
Hücre kültürü: Çok hücreli organizmalardan türetilmiş hücrelerin in–vitro olarak geliştirilmesini,
Risk: Tehlikeden kaynaklanacak kayıp, yaralanma ya da başka zararlı sonuç meydana gelme ihtimalini,
Tehlike: Kuruluşta var olan ya da dışarıdan gelebilecek, insanı, kuruluşu veya çevreyi etkileyebilecek zarar veya hasar verme potansiyelini,
Risk değerlendirmesi: İşyerinde var olan ya da dışarıdan gelebilecek tehlikelerin belirlenmesi, bu tehlikelerin riske dönüşmesine yol açan faktörler ile tehlikelerden kaynaklanan risklerin analiz edilerek derecelendirilmesi ve kontrol tedbirlerinin kararlaştırılması amacıyla yapılması gerekli çalışmaları,
Ramak kala olay: İşyerinde meydana gelen; çalışan, işyeri ya da iş ekipmanını zarara uğratma potansiyeli olduğu halde zarara uğratmayan olayı,
En yüksek ses basıncı (Ptepe): C-frekans ağırlıklı anlık gürültü basıncının tepe değerini,
Günlük gürültü maruziyet düzeyi (LEX, 8saat) [dB(A) re. 20 µPa]: TS 2607 ISO 1999 standardında tanımlandığı gibi en yüksek ses basıncının ve anlık darbeli gürültünün de dahil olduğu A-ağırlıklı bütün gürültü maruziyet düzeylerinin, sekiz saatlik bir iş günü için zaman ağırlıklı ortalamasını,
Haftalık gürültü maruziyet düzeyi (LEX, 8saat): TS 2607 ISO 1999 standardında tanımlandığı gibi A-ağırlıklı günlük gürültü maruziyet düzeylerinin, sekiz saatlik beş iş gününden oluşan bir hafta için zaman ağırlıklı ortalamasını,
 Bütün vücut titreşimi: Vücudun tümüne aktarıldığında, çalışanın sağlık ve güvenliği için risk oluşturan, özellikle de bel bölgesinde rahatsızlık ve omurgada travmaya yol açan mekanik titreşimi,
 El-kol titreşimi: İnsanda el-kol sistemine aktarıldığında, çalışanın sağlık ve güvenliği için risk oluşturan ve özellikle de damar, kemik, eklem, sinir ve kas bozukluklarına yol açan mekanik titreşimi,
Maruziyet eylem değeri: Aşıldığı durumda, çalışanın titreşime maruziyetinden kaynaklanabilecek risklerin kontrol altına alınmasını gerektiren değeri,
Maruziyet sınır değeri: Çalışanların bu değer üzerinde bir titreşime kesinlikle maruz kalmaması gereken değeri,
 El-kol titreşimi için;
1) Sekiz saatlik çalışma süresi için günlük maruziyet sınır değeri: 5 m/s2.
2) Sekiz saatlik çalışma süresi için günlük maruziyet eylem değeri: 2,5 m/s2.
b) Bütün vücut titreşimi için;
1) Sekiz saatlik çalışma süresi için günlük maruziyet sınır değeri: 1,15 m/s2.
2) Sekiz saatlik çalışma süresi için günlük maruziyet eylem değeri: 0,5 m/s2.
Genç işçi : 15 yaşını tamamlamış, ancak 18 yaşını tamamlamamış kişiyi,
Çocuk işçi : 14 yaşını bitirmiş, 15 yaşını doldurmamış ve ilköğretimini tamamlamış kişiyi,
Hafif iş : Yapısı ve niteliği itibariyle ve yerine getirilmesi sırasındaki özel koşullara göre;
Ekranlı araç: Uygulanan işlemin içeriğine bakılmaksızın ekranında harf, rakam, şekil, grafik ve resim gösteren her türlü aracı,
Gece postası: 4857 sayılı İş Kanununun 69 uncu maddesinde belirtilen gece çalışma sürelerini kapsayan ve 7,5 saati geçmeyen çalışma zamanını,
Alevlenir madde: Parlama noktası 21°C - 55°C arasında olan sıvı haldeki maddeleri,
Çok kolay alevlenir madde: 0°C’den düşük parlama noktası ve 35°C’den düşük kaynama noktasına sahip sıvı haldeki maddeler ile oda sıcaklığında ve basıncı altında hava ile temasında yanabilen, gaz haldeki maddeleri,
Atrium: İki veya daha çok sayıda katın içine açıldığı, merdiven yuvası, asansör kuyusu, yürüyen merdiven boşluğu veya su, elektrik, havalandırma, iklimlendirme, haberleşme, tesisat bacaları ve şaftlar hariç, üstü kapalı geniş ve yüksek hacmi
 Ateşleme: Kazı işlerinde deliklere doldurulmuş olan patlayıcı maddelerin patlatılmasını,
 Ateşleyici: Patlayıcı madde kullanılması koşullarını yerine getirmek üzere, yeterlik belgesine sahip kişiyi,
Ayak: Maden içerisinde iki galeri arasında cephe halinde üretim yapılan yeri,
 Baca: Maden içerisinden sürülen galeriyi,
Baraj: Yeraltında yangın, su, zararlı gaz ve diğer tehlikeleri önleyici engelleri,
 Bür: Yerüstüyle bağlantısı olmayan kuyuyu,
Cep: Galeri, varagel ve vinç dip ve başlarıyla ara katlarında ve ızgaralarda görevli çalışanların ve ateşleme görevlilerinin korunmaları amacıyla serbestçe sığınabilecekleri biçimde yapılan yuvaları,
 Çatlak: Ana kütleden ayrılmış, her an düşebilecek parçaları,
Çatlak sökümü: Bir kademenin kazı işlerinin devamı sırasında ana kitleden ayrılmış, düşebilecek durumdaki parçaların temizlenmesini,
Freno: Varagel üzerinde taşımayı sağlayan sistemi,
Grizu: Metanın havayla karışımını,
Kademe: Açık işletmelerde belirli aralık, kot ve eğimlerle meydana getirilen basamak şeklindeki çalışma yerlerini,
Lağım: Taş içerisinde sürülen galeriyi,
Nefeslik: Ocak havasının giriş ve çıkış yolunu,
Ocak: Kuyuları ve giriş çıkış yollarıyla yeraltındaki bütün kazıları, bu kazılardan çıkan pasanın çıkartıldığı yatımlı ve düz galerileri, diğer yolları ve üretim yerlerini, çıkarma, taşıma, havalandırma tesislerini, yeraltında kullanılan enerjinin sağlanmasında ve iletilmesinde kullanılan sabit tesisleri, açık işletmelerde giriş çıkış yolları ile tüm maden kazıları, bu kazılardan çıkan pasanın döküldüğü döküm sahalarını,
Röset: Kuyu ve başaşağıların dip ve başlarının katlardaki yatay yollarla olan bağlantı yerlerini,
Sıkılama: Lağım deliklerine patlayıcı madde konulduktan sonra kalan boşluğun gerektiği biçimde doldurulmasını,
Sondajla maden çıkarma işlerinin yapıldığı işyerleri: Madenlerin sondaj kuyuları açılarak çıkarılması, arama amacıyla sondaj yapılması, çıkarılan madenlerin işlenmesi hariç satışa hazırlanması işlerini,
Şev: Kademe, alın ve yüzlerindeki eğimi,
Topuk: İşletmelerde güvenlik için bırakılan maden kısımlarını,
Varagel: Dolu araba aşağıya inerken boş arabanın yukarıya çıkmasını sağlayan ve karşılıklı ağırlık esasına göre, eğimli düzey üzerinde fren ve halat kullanılarak yapılan taşıma yerini,
Yeraltı ve yerüstü maden işlerinin yapıldığı işyerleri: Madenlerin yeraltı veya yerüstünden çıkarılması, madenlerin çıkarma amacıyla araştırılması, çıkarılan madenlerin işlenmesi hariç, satışa hazırlanması işlerini,
İnert toz: Solunumla akciğerlere ulaşmasına rağmen akciğerlerde yapısal ve/veya fonksiyonel bozukluk yapmayan tozları,
Kristal yapıda SiO2: Kuvars, tridimit ve kristobaliti,
Lifsi tozlar: Uzunluğu beş mikrondan daha büyük, eni üç mikrondan daha küçük ve boyu eninin üç katından büyük olan parçacıkları,
Solunabilir toz: Aerodinamik eşdeğer çapı 0,1–5,0 mikron büyüklüğünde kristal veya amorf yapıda toz ile çapı üç mikrondan küçük, uzunluğu çapının en az üç katı olan lifsi tozları,
Standart akciğer radyografisi: En az 35x35 cm ebatında ILO Uluslararası Pnömokonyoz Radyografileri Sınıflandırılması kriterlerine göre değerlendirilebilir akciğer radyografisini veya dijital akciğer radyografisini,
Toz ölçümü: İşyeri ortam havasındaki toz miktarının gravimetrik esasa veya lifsi tozlarda lif sayısına göre belirlenmesini,
Zaman Ağırlıklı Ortalama Değer (ZAOD/TWA): Günlük 8 saatlik zaman dilimine göre ölçülen veya hesaplanan zaman ağırlıklı ortalama değeri,