KAPALI ALANDA ÇALIŞANLARIN KORUNMASI
KAPALI ALAN NEDİR ?
o Bir çalışanın girip görevini yapmasına olanak verecek genişlikte olan alandır.
o Giriş ve çıkışı kısıtlanmış ve sınırlanmış olduğu bir alandır.
o Sürekli olarak insan kullanımına açık olmayan bir alandır.
İzin gerektiren kapalı alanları tanımlamak istersek birkaç şey daha eklememiz gerekecektir.
❖ Ya potansiyel olarak tehlikeli atmosfer riski olan ya da içinde tehlikeli atmosfer bulunan ortamdır.
❖ Yutulma riskini oluşturan madde içeren ortamdır.
❖ İçbükey duvarları ile giren kişinin tuzağa düşüp boğulmasına (oksijensiz kalması) veya eğimli tabanı ve gittikçe incelen kesite sahip biçimde olan alandır.
❖ Bilinen diğer ciddi emniyet ve sağlık riskleri içeren ortamdır.
Pratikte aşağıdaki sayılan yerler birer kapalı alan olarak tanımlanmaktadır. Ancak havadan hafif gazların sıkışabileceği veya birikebileceği alanlarda bizim için tehlikeli alan olarak düşünülebilir. Bu nedenle dikkatle değerlendirilmelidirler.
· Depolar
· Kuyular
· Menholler
· Tüneller
· Silolar
· Su kuleleri
· Tanklar
· Yağ alma tesisleri
· Gemiler
· Kazanlar
· Mahzenler
· Üstü açık su depoları
· Alttan girişli muhafazalar
Birçok durumda, bu tür kapalı alanları fark etmek oldukça kolaydır. Bununla birlikte eğer, burada listelenmeyen ve kapalı alan tarifinde yer alan özelliklerin görülmediği bir başka tehlike arz edebilecek bir yer bile fark etmiş olsanız en iyisi, bu tanınmayan yeri de bir kapalı alanmış gibi değerlendirip, tüm gerekli emniyet önlemlerini almaktır.
1-Buralarda daha önceden kimyasal maddelerin depolanması
Kapalı alanlar çoğu zaman, kimyasallar, petrol ürünleri vb. gibi maddelerin saklandıkları yerlerdir. Bu maddeler buradan temizlik veya başka bir nedenle çıkarsalar bile, kaldıkları sürede bu madde artıkları bu bölgelerde kalmış, duvarlar tarafından emilmiş, böylece bu ortamdaki atmosferik koşullar değişmiş olabilir.
2-Kazayla oluşan döküntü ve kaçaklar
Amonyak, asetilen, asitler vs. hatta su bile herhangi bir kapalı alanda çok çeşitli tehlikelere neden olabilir. Bu türlü maddeler, buhar veya gaz yayarak bulundukları alanda ya doğrudan kirlenmeye veya bazı ani reaksiyonlara girerek farklı tehlikelere neden olabilirler. Bu tehlikeler, ’’ kayma, takılma ve düşme ‘’ gibi kazalara da sıklıkla yol açar.
3-Kimyasal reaksiyonlar
Kapalı alanlarda kimyasal reaksiyonların birçok nedeni olabilir. Üretim proseslerinde birtakım yan ürünler oluşabilir ve bunlar da bulundukları ortamdaki atmosferlerle reaksiyona girerek tehlikeli koşullar oluşturabilirler. Asit veya solventlerle yapılan temizlikler sırasında bu maddelere ait buhar ve gazlar yayılır ve yaşam açısından tehlikeli koşullar oluşturabilirler. Benzer şekilde kuruyan boya zehirli (toksik) buhar yayar ve ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir veya kapalı alandaki atmosferle şiddetli bir tepkimeye girebilir.
Oksidasyon, metallerin paslanmaları veya çürümeleri, organik maddelerin ayrışma ve fermantasyonları gibi kapalı alanda oksijen tükenmesine neden olabilir. Bu tür atmosfere sahip yerlerde özel önlem alınması gerekir. Zira, insan solunum işlemi oksidasyon ile birleştiğinde kapalı alandaki oksijen seviyesinin ani olarak kabul edilmiş sınırının altına düşmesine neden olabilir.
5-Mekanik operasyonlar
Kapalı alanlardaki kaynak, boya, temizlik, kazıma, zımparalama veya kumlama işlemleri, kapalı alan tehlikeleri oluşturabilir. Sıcaklıktaki ani değişim, petrokimyasal duman veya metan gazı kaçağı ile birleştiğinde oldukça kararsız bir atmosfer oluşturur. Şarj edilebilir batarya bulunan yerlerde yine özel önlemler alınmalıdır. Bu gazlar oksijenin yerini alarak kapalı alan tehlikesi yaratabilir.
6-İnert işlemleri
Ortamdaki riskli maddelerin etkileştirilmesi işlemlerinde kullanılan karbondioksit (CO2), HELYUM (He) ve azot (N2) gibi yanıcı olmayan maddeler yine kapalı alanda oksijenin yerini alarak tehlike oluşturabilirler. Bu ürünler ayrıca, ortamdaki diğer maddelerle etkileşime girerek de risk oluşturabilirler.
KAPALI ALANLARDA TEHLİKE ve RİSKLER NELERDİR ?
1. ATMOSFERİK TEHLİKELER
Atmosferik tehlikeler kapalı alanlardaki en önemli tehlikelerden biri olmakla birlikte hala sıklıkla dikkat edilmeyen tehlikelerdir.
· Tehlikeli atmosferik ortam oksijen oranının % 19,5‘in altında veya % 23,5 oranının üstünde olduğunda.
· Yanıcı gaz veya buharının bu gaza ait alt patlama sınırı (LEL) değerinin %10’unu aşması,
· Toksik gazların oranlarının izin verilen değerlerin üzerinde olması,
· Atmosferde doğal olarak bulunan yanıcı toz karışımın görüşü yaklaşık 1,5 m. ve daha kısa mesafeye kadar engelliyor olması,
· Sağlık için doğrudan tehlike yaratan atmosferik ortamda yaşamsal tehdide maruz kalmak, geri dönülmez sağlık sorunlarıyla sonlanabilir.
OKSİJEN EKSİKLİĞİ
Havadaki toz ve partikülleri çıplak gözle fark etmek belki kolaydır ama, tehlikeli konsantrasyonlarda bulunan gaz ve buharlar kadar oksijen azlığı veya zenginleşmesini güvenilir cihazlarla tespit etmek zorunludur.
OKSİJEN
(%)
|
FİZİKSEL ETKİLERİ
|
% 19.5 - 16
|
Görünen etki yok
|
% 16 - 12
|
Soluk alıp verme hızlanır. Kalp atışı hızlanır. Dikkat, düşünme ve kordinasyon bozukluğu görülür.
|
% 12 - 10
|
Karar vermede güçlük, kas kontrolü zayıflar. Kaslar çabuk yorulur. Kesik kesik soluma görülür.
|
% 10 - 6
|
Mide bulantısı ve kusma.Hareket etmede güçlük veya hareket kaybı. Ölümle sonuçlanan bilinçsizlik.
|
% 6 - 8
|
Nefes almada güçlük. Çırpınma. Birkaç dakikada ölüm.
|
% 6 - 4
|
40 saniyede koma, ölüm
|
Oksijen konsantrasyonu hacimsel olarak % 23,5 değerinin üzerine çıkarsa bu atmosfer ortamı oksijen açısından zenginleşmiş olarak değerlendirilir ve kararsız davranma eğilimindedir. Oksijen zenginleşmesini sonucu olarak ateşleme veya patlama olasılığı ve şiddeti önemli oranda artar.
YANICI / PATLAYICI GAZLAR
Yanmanın oluşması için üç elemanın bir araya gelmesi gereklidir.
1 – Yakıt 2 – Oksijen 3 – Isı veya tutuşturma kaynağı
Bu özellik ‘’ Yanma Üçgeni ‘’ olarak anılır. Bu elemanlardan her hangi birisinin ortadan kaldırdığınızda yanma oluşmayacaktır.
Havadaki yanıcı gaz konsantrasyonu da oldukça önemlidir. Örneğin: Temiz havayla dolu olan bir menhol içine, kaçak nedeniyle yavaş yavaş metan veya doğalgaz gibi yanıcı gaz dolarak havayla karışsa, gazın havaya göre değişim oranı üç safhadan geçer. Zayıf, patlayıcı ve zengin.
ZAYIF ( LEL ) PATLAYICI ( UEL ) ZENGİN ( LEL)
|
|
GAZ ÇOK AZ TUTUŞABİLİR KARIŞIM GAZ ÇOK FAZLA
Zayıf safhada yanabilecek miktarda gaz yoktur. Diğer taraftan zengin safhada ise gaz fazla ancak tutuşması veya patlayabilmesi için yeterli hava yoktur. Patlayıcı olarak tanımlanan safha tutuşma için en doğru karışımdır.
Karışım zengin ise her zaman taze hava ile seyrelme olasılığı bulunduğundan patlayıcı veya tutuşabilir özelliğe erişebilecektir; bu nedenle karışımın bu safhada daha dikkatli olunması zorunludur.
Yanmaya örnek olarak arabanın çalışmasındaki benzerliği kullanabiliriz. Soğuk havalarda, yakıtın buharlaşmasının zorluğu nedeniyle ki bu ’”zayıf’’ karışımı tanımlar, ateşleme kolay olmaz. Yakıtın fazlaca buharlaşması ve yoğunlaşması ile (zengin karışım) motorun boğulması yine çalıştıramamaya neden olur. Ne zaman ki doğru karışıma ulaşır o zaman motor rahatlıkla çalışır.
TOKSİK GAZLAR
Kapalı alanlarda sıklıkla karşılaşılan toksik gazların etkileri bir genelleme yaklaşımı olup, kişinin sağlığı veya aktivitesine göre değişken özellikler gösterebilir.
Karbonmonoksit (CO)
Renksiz, kokusuz bir gaz olup, bilinen yakıtların yanma esnasında yetersiz hava nedeniyle beslenememesinden veya yanmanın tam olarak gerçekleşemediği anlarda ortaya çıkar. Kapalı alanlarda ‘’SESSİZ KATİL‘’ olarak anılır ve zehirlenmesi çok ani olabilir.
Havadaki CO miktarı
|
Solunum Süresi ve Etkileri
| |
30 ppm
|
0.003 %
|
Alt toksik etki (8 saate göre çalışma ortamlarındaki maksimum seviye)
|
200 ppm
|
0.02 %
|
2-3 saat içinde hafif başağrısı
|
400 ppm
|
0.04 %
|
1-25 saat içinde şiddeli başağrısı
|
800 ppm
|
0.08 %
|
45 dk. İçinde başdönmesi, kırıklık ve dizlerin titremesi, 2 saat içinde şuur kaybı
|
1600 ppm
|
0.16 %
|
20 dk. İçinde baş dönmesi, kırıklık ve dizlerin titremesi, 2 saat içinde ölüm.
|
3200 ppm
|
0.32 %
|
5-10 dk. İçinde baş dönmesi, kırıklık ve dizlerin titiremesi 30 dk içinde ölüm
|
6400 ppm
|
0.64 %
|
1-2 dak. içinde baş dönmesi, kırıklık ve dizlerin titiremesi 10-15 dk. içinde ölüm
|
12800 ppm
|
1.28 %
|
1-3 dk. içinde ölüm
|
Hidrojen Sülfür ( H2S )
Bu renksiz gaz çürük yumurta kokusundadır ancak, koku alma hassasiyet az miktarda gazın koklanması ve nefes alınmasıyla birlikte kaybolur ve uyarıcı anlamda bir fark sezilemez. Bu gaza sıklıkla, lağım veya kanalizasyon arıtma proseslerinde rastlanır. Ek olarak, bu gaz yüksek konsantrasyonlarda yanıcı ve patlayıcı özelliğe de sahiptir.
PPM SEVİYESİ
|
FİZİKSEL ETKİ
|
18 – 25 ppm
|
Gözlerde tahriş, kaşınma
|
Bir kaç saat ( 75-150 ppm )
|
Soluk alıp vermede bozulma
|
1 saat ( 170 – 300 ppm )
|
Belirgin kaşıntılar
|
½ - 1 saat ( 400-600 ppm )
|
Bilinç kaybı, ölüm
|
> 1000
|
Birkaç dakikada ölüm
|
Ani H2S zehirlenmesi, soluk tutukluğuna ve bilinçsizliğe yol açabilir. Ani ancak az miktardaki zehirlenmenin neden olduğu semptomlar mide bulantısı mide ağrısı, gözlerde tahriş, geğirme, öksürme, baş ağrısı ve dudaklarda su toplanması şeklinde belirir.
Kükürt Dioksit (SO2)
Kükürt ve bileşiklerinin yakılması, bu keskin ve tahriş edici gazın ortama verilmesine neden olur. Bu gaza maruz kalınması sıklıkla yükleme/doldurma ve boşaltma işlemlerinde veya hatlardaki kopma ile kaçaklar nedeniyle olmaktadır.
PPM SEVİYESİ
|
FİZİKSEL ETKİ
|
1 - 10 ppm
|
Soluk alma hızı artar , derinliği azalır.
|
Amonyak ( NH3 )
Bu kuvvetli tahriş edici gaz bronşlarda spazm ile ani ölüme yol açar. Düşük konsantrasyonlar çok fazla tahriş yaratmadan solunum sistemini hızla katederek amonyak etki göstermeden metabolizmaya karışır. Tank veya benzeri şekilde depolanan amonyak açık aleve tutulduğunda patlayabilir.
PPM SEVİYESİ
|
FİZİKSEL ETKİ
|
300-500 ppm
|
Kısa süreli olarak maksimum maruz kalma sınırıdır.
|
400 ppm
|
Boğazda tahriş
|
2.500 - 6.000 ppm
|
Yaşamsal tehlike
|
6.000 - 10.000 ppm
|
Ölümcül
|
Bazı Toksik Gazların İzin Verilen Maruz Kalma Sınırları
MADDE
|
Threshold limiti ( ppm )
|
STEL
( ppm )
|
İzin Verilen Maruz Kalma Sınırı ( ppm )
|
Karbon Monoksit
|
25
|
50
| |
Hidrojen Sülfür
|
10
|
15
| |
Kükürt Dioksit
|
2
|
5
|
5
|
Amonyak
|
25
|
35
|
50
|
Hidrojen Siyanür
|
4,7
|
10
| |
Benzen
|
10
|
1
| |
Toluen
|
50
| ||
Xylen
|
100
|
150
|
100
|
Threshold Limiti : Amerikan Devlet Endüstriyel Hijyen Konferans değerleri.
STEL : Kısa Süreli Maruz Kalma Sınırı
Canlıların solunum sistemi hücrelerinde oldukça ani şekilde bozulmaya yol açarak kimyasal boğulma etkisi yapan keskin bir zehirdir. Sıvı HCN göz ve deride tahrişe yol açar.
Aromatik hidrokarbonlar ( Benzen, toluen, xylene )
Benzen : Renksiz, yanıcı, aromatik kokulu uçucu bir sıvıdır. Bir süre düzenli olarak az miktarlarda solunması halinde kronik zehirlenmeye yol açabilir. İlk belirtileri olarak neşeli hal görülür; bunu uyku hali, baş dönmesi, kusma, titreme, halüsinasyon, deliryum ve bilinçsizlik izler.
Toluen : Yüksek konsantrasyonlarda etkileyen renksiz, yanıcı, oldukça güçlü aromatik kokulu uçucu bir sıvıdır. Aşırı yorgunluk, akli karışıklık, neşelenme, mide bulantısı, baş ağrısı ve baş dönmesine sebep olur.
Xylene ( Ksilen ) : Kimyasal ve fiziksel özellikler açısından benzene benzeyen bir solvent karışımdır.
2. FİZİKSEL TEHLİKELER :
Kapalı alanda atmosferik tehlikelerden sonra çalışılan yerdeki fiziksel tehlikelere de değinmek gereklidir. Öğütme ekipmanı, buhar veya buhar fitting malzemesi, şaft, dişliler gibi oynar parçalar yakma, çarpma yoluyla sakatlamalar şeklinde fiziksel tehlikeler yaratabilir. Boru bağlantıları, düz olmayan veya ıslak zeminler de kayma, takılma ve düşme gibi tehlikeler doğurabilir.
3. YUTULMA TEHLİKESİ :
Bu tür tehlikeler genellikle ezilmiş taş, hububat, un veya talaş gibi gevşek malzeme depolanan silolarda karşılaşılabilecek tehlikelerdir. Silo ve benzeri depolara yerleştirilen bu türden malzemeler genellikle çalışanların ağırlığıyla çöken çukurlarda saklanırlar. Yutulma sırasında ya kazaya uğrayanın hava yolu tıkanır ya da malzemenin vücudun üst kısmına yaptığı baskı sonucu boğulma gerçekleşir.
Asit, solvent ve temizlik malzemesi gibi korozif kimyasallar kapalı alan tehlikesi yaratan bir diğer etkendir. Bu tür maddelerle derinin, mukozanın veya gözlerin teması ciddi tahriş ve yanmalara neden olur. Bu maddelerin buharlaşmasıyla oluşan gazlar da solunum sisteminde tahrişlere ve sindirim sisteminde zararlara neden olurlar.
5. BİYOLOJİK TEHLİKELER :
Küf ve spor gibi solunum sistemini tahriş edebilen biyolojik maddeler karanlık ve nemli yerlerde sıkça bulunurlar. Atık iyileştirme ve arıtma işlemlerinde karşılaşılan bakteri ve virüsler de birçok hastalık riski ile sağlığı tehdit ederler. Bunlara ek olarak hayvan dışkıları da insan sağlığı için ciddi tehlikeler oluştururlar.
6. DİĞER TEHLİKELER :
Dar görüş alanı, yetersiz aydınlatma ve emniyetsiz basamaklar kapalı alanda risk oluşturan diğer tehlikelerdir. Kapalı alanlar ayrıca, kemirgenler, böcekler, örümcek ve yılanlar gibi bu alana girenler için tehlike olabilecek canlılar da barındırır. Son olarak rüzgar ve havadaki ani dönüşümler de kapalı alandaki atmosferde beklenmeyen değişikliklere yol açar.
KAPALI ALANA GİRİŞ PROSEDÜRÜ
❖ HAVALANDIRMA
Sadece havalandırma yoluyla kontrol edilebilen ve sadece atmosferik tehlikelerin bulunduğu izin, gerekli kapalı alanlarda tüm kapalı alan giriş programının uygulanmasına gerek yoktur. Bu türden alanlar, eğer işveren aşağıdaki olguları sağlamışsa güvenli olarak değerlendirilebilir.
1. Alandaki tek tehlikenin ya mevcut durumdaki ya da potansiyal olarak atmosferik tehlike olduğunun kanıtlanması.
2. Tek başına dışarıdan bir havalandırma sistemi ile gerekli emniyetin sağlanabileceğinin kanıtlanması.
3. ve 2. maddelerdeki olguları desteklemek üzere bir izleme ve denetleme verilerinin geliştirilerek tüm çalışanların kullanım için yayımlanmış olması.
❖ MÜHÜRLEME ve ETİKETLEME
Kapalı alan çalışması için hazırlıklar yapılırken, alanda hizmet için bulunan elektrikli ve mekanik ekipman izole edilmeli ve bağlantıları kesilmelidir. Mühürleme prosedürü sadece yetkili – ehliyetli kimseler tarafından yapılmalıdır. Boru ve buhar hatları kör tapa veya flanşlarla çalışmaz hale getirilmeli ve asma kilitlerle kilitlenmelidir. Alandaki elektrik şalterleri kapalı konuma getirilmeli ve pano kapakları kilitlenmelidir. Aletlerin enerjileri kesilmeli tüm açma – kapama anahtarları kontrol edilmelidir. Hidrolik sistemler bloke edilmeli ve boşaltılarak ekipmanın beklenmeyen hareketlerinin önüne geçilmelidir.
KAPALI ALAN PERSONELİNİN KİŞİSEL KORUYUCU DONANIMLARI
Kapalı alan atmosferi analiz edilir edilmez tüm çalışanlar için uygun solunum koruyucu ekipman seçimi yapılmalıdır. Kapalı alanda çalışacaklar için önerilen solunum cihazı tipleri olarak hava tüpü maske, hava tüplü kaçış maskesi ve hattıyla beslemeli sistemin kombinasyon, hava arıtıcı maskeler ve kaçış maskelerini sayabiliriz.
KORUYUCU ELBİSELER :
Koruyucu elbiseler Kullanıcılarını kesilmeler, sıyrılmalar, kimyasal madde sıçramaları ve deriyle teması gibi çok çeşitli risklerden korurlar. Ayrıca giriş ve çıkış için emniyeti artırır, vücut sıcaklığını korur. Türlü kumaşlardan imal edilen koruyucu elbise ceket, pantolon, tulum gibi stilde işe uyumlu özel şekilde tasarlanmış olabilir.
Çalışanların vücut sıcaklıklarını korumaları önemlidir. Sıcaklık değişimleri nedeniyle oluşan ve genellikle farkında olunmadan yaşanan şoklar ( ısı stresi vs. ) ciddi sağlık problemlerine neden olabilir. Dar olan doğal yapısı gereği kapalı alanlarda ısı kaynağının etkisi çabuk ve şiddetlenerek artar.
Kapalı alanlarda sıklıkla baş, göz, işitme ve el korunmasına ihtiyaç duyulan tehlikelerle karşılaşılmaktadır. Bu nedenle, kapalı alana giriş öncesinde vücudun her alanının uygun koruyucu ile donatılması gerekmektedir.
İLETİŞİM EKİPMANLARI :
Kapalı alan operasyonlarında, çalışma öncesinde içerde çalışanla dışarıdaki gözetmen arasında mutlak suretle bir iletişim Sistemi kurulmalıdır. Bu operasyonlarda, doğru iletişim araçlarının kullanılması oldukça kritik bir konudur. Güvenilir iletişim araçları hem kapalı alan çalışanlarının kendi aralarındaki, hem de dışarıdaki gözetmenlerle iletişimlerini kolaylaştırır. Acil durumlarda da yardım gelmesini çabuklaştırır.
İNİŞ – ÇIKIŞ DONANIMI ve EMNİYET KEMERLERİ
Kapalı alana inişi ve sonrasında çıkışı kolaylaştırmak için gerek çalışanlar ve gerekse ekipman için uygun iniş – çıkış sistemi ve aksesuarları kullanmak gereklidir. Böylece, kapalı alandan mümkün olduğunca çabuk çıkılması gerektiği durumlarda, çalışanın transferi emniyetli bir şekilde sağlanacaktır.
KAPALI ALANA GİRİŞ TALİMATI
Kapalı alana giriş yapan çalışan aşağıdaki durumlardan herhangi biri oluştuğunda alanı terk etmelidir.
1. Gözlemciden alanı boşaltma talimatı aldığında ,
2. Alanda tehlikeli bir durumun oluştuğunu gösteren belirti veya semptomların farkına vardığında,
3. Yasaklanmış bir durumla karşılaştığında,
4. Boşaltma alarmını duyduğunda ,
GÖZLEMCİNİN GÖREV ve SORUMLULUKLARI :
✓ Çalışan alan çalışanların sayımını iş süresince kontrol etmek.
✓ Kapalı alanla bağlantılı her türlü riskin bilincinde ve bu riskleri fark edebilecek yetenekte olmalıdır.
✓ Çalışma süresi boyunca içerideki çalışanla olan haberleşmenin sürekliliğini sağlamak ve etkili bir şekilde yürütmek zorundadır.
✓ Yetkisiz kişilerin kapalı alan çevresine girmesini engellemekle yetkilidir.
✓ Herhangi bir çalışan bir zarar gördüğünde gözlemci diğer tüm çalışanları yardıma çağırıp gerekli müdahaleyi yapabilmelidir.
✓ Her ne koşul altında olursa olsun gözlemci kapalı alan içine hiç girmemelidir. Kapalı alan ölümlerinin % 60 tan fazlası ya gözlemcinin, ya da yetkisi olmayan kimselerin koruyucu donanımları olmaksızın kapalı alana girmeleri sonucunda oluşmaktadır.
✓ Kapalı alan giriş ve tüm personelin tahliyesi tamamlanır tamamlanmaz kapalı alan emniyete alınarak kapatılması gerekmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder